22 Şubat 2011 Salı

saltimbanco, istanbul gezisi ve diğerleri

Merhaba sevgili bloğum nasılsın?  Evet İstanbul'a gittim sonunda ve evet Cirque du Soleil gördü bu gözler!!!

Çok eğlenceli bi yolculuktu benim için. Arkadaşım Levent'in evinde kaldım. Cuma akşamı gittim, hemen o gece Asmalımescit'te İlker, Oğuz, Fatih, Kuğu ve Ahmet'le buluştuk. Aslında bizim 21:30 gibi yanlarında olmamız gerekiyordu ama biz 23:30 - 00:00 gibi bi saatte yanlarındaydık :D  Neyse işte, mekan kapanana kadar fasıl olaylarına girildi, hasretler giderildi  fazlasıyla. Akabinde tabi ki de Dorock Bar'a geçildi. Sanırım bi 04:30 - 05:00 gibi de oradan ayrıldık. Bu manyaklar artık zil zurna olmuşlardı yaşasın alkolsüzlük (mü desem bilemiyorum hala)... Sonra Levent'le biraz daha dolandık mekanlarda, baktık her yer yavaştan kapanıyor biz de bari eve gidelim dedik. Ertesi gün büyük gündü: Saltimbanco izlenecekti! Saat 16:00'da başlayacaktı gösteri. Levent'le 13:00 gibi uyandık, kahvaltı için sahile gidelim diye tutturdu. Tamam dedim ama iş için aradılar tabi onu cepten. Neyse biz gidemedik. Gösteriye de bi 10 dakika geç girdim ama her şey MÜKEMMELdiiiiii :D  Gösteriden çıktıktan sonra ben İlker'in yanına, Mecidiyeköy'e geçtim. Beraber orda takıldı. İlker bi önceki gece olanların hiçbirini hatırlamadığını söyledi. Her şeyi anlattım ona tek tek. Manyak bunlar yaa buraya yazmıycam olanları çatla =)  Neyse akşam 21 gibi bişey oldu saat, Taksim'e geçtik ben Levent ve tayfasıyla buluşacaktım. Onlarla bi bara girdik bilmiyorum adını şimdi. Orda biraz takıldık gece 12 gibi de elektronik yapan bi mekana 11-11 isimli bi kulübe girdik. Orda ben yeminimi bozdum bi shot attım sex on the beach... Sabah 04 gibiydi galiba hiç hatırlamıyorum mekandan çıktığımızda. Gerçekten çok eğlendim ama itiraf ediyorum =)  Eve gittik, bizimle beraber Levent'in arkadaşı Can da geldi. NBA izledik süper geyikler yaptık. Sonra sızmışız zaten yorgunluktan. Ve pazar oldu malesef, benim dönüş zamanım geldi çattı. Beşiktaş'taki Ulusoy yazıhanesine gittiğimizde servisi 3 dakikayla kaçırdığımı söylediler. Okmeydanı'ndaki Ulusoy şubesine yetişmek zorunda kaldık arabayla. Ama tabi ki biz kaybolduk ve mekanı bulamadık :D  Çok eğlendik yolda. Bi yandan Ulusoy'u arıyoruz yol soruyoruz, bi yandan yolda her gördüğümüze yol soruyoruz. 5 dakika kala ben otobüsü durdurun biraz diye aradım, 2-3 dakika kala mekanı bulduk neyse ki =)  Yani tam zamanında yetişebildik 3 günün rekorunu kırdık ve zamanında yetiştik ehehe. En kısa zamanda yine gidicem valla İstanbul'a. Bundan bişey anlamadım...

Bugün televizyon izlerken aklıma geldi nedense çocukluğum... Babamla alışverişe giderdik upuzun gelirdi bana o yol. O yüzden hep derdim ki "Baba, çaktırmadan gidelim." O da gülerdi hep bana peki kızım derdi. Neden güldüğünü "kestirme" kelimesini tam olarak öğrendiğimde anlamıştım... Bi de eskiden poşetler olmazdı ki, hep fileler ya da kese kağıtları olurdu. Eskiden çok güzeldi her şey ya. Şimdi de çok güzel ama o zamanlar... Ah o saflıklar...

Bi de İstanbul'da hiç fotoğraf çektiremedim ya! Cirque du Soleil afişleri önünde bisürü fotoğraf çektirecektim ama geç kaldım ve yapamadım. Gösteri çıkışı da kalabalıktı tabi yine yapamadık. Neyse, bence bundan sonra diğer gösterileri için de gelirler Türkiye'ye nasılsa ya da ben gider yerinde izlerim =)

0 yorum:

Yorum Gönder