Selam!
Artık sana evden yazamıyorum ne kadar acı bi durum di mi? Kendi bloğuma kendi evimden, kendi bilgisayarımdan ulaşamıyorum! Nasıl bir şeydir bu aklım almıyor. Bir kişinin saçmalası sayesinde herkesin aynı cezayı çekmesi... İş yerinden hala sana ulaşabiliyorken bir kaç satır karalayayım istedim.
Haftasonu yine evde değildim. Adapazarı'na gittim canım kuzenimi görmek için. Kuzen demek haksızlık tabi ki çünkü öz be öz kardeşim olur kendisi aslında =) Beraber harika mı harika iki gün geçirdik. Konuştuk, umutlandık, hayata bakışımızı etkiledik, mutlu olmak için bakış açılarımızı değiştirdik, hayaller kurduk, filmler izleyip gülmekten kendimizden geçtik, gezdik... Hiç mi hiç yorulmadım ve hiç mi hiç doyamadım valla süperdi süper!
Haaa Sapanca Gölü'ne gittik bi de cumartesi günü. Tam da mineral taşlar satan ve bu taşlar konusunda gerçekten bilgisi olan birini arıyorken, karşımıza bir kadın çıktı mineral taşlar satan. Gölün orada küçücük bir dükkanı varmış. Zamanında bu taşlarla ilgili bi bilgisi yokken, migreninden çok şikayetçiymiş. Bir gün bir dükkana girip takılara bakarken yine migreni tutmuş ve elinden destek almak için elini masaya dayamış ama dayandığı yerde koca bi ametist varmış ve elini ona koymuş. Migreni birden geçmiş ve taşın rengi mordan siyaha dönmüş! Kadın şaşırmış tabi noldu neden böyle oldu bu taş ne diye sormuş, dükkanın sahibi de bu taşın ametist olduğunu, migren gibi baş ağrılarına iyi geldiğini söylemiş. Kadın da bu olaydan sonra mineral taşları araştırıp bilgilenmeye başlamış ve bundan sonra insanlara, onlardan hiç para almadan bu taşlarla şifa dağıtmaya başlamış. Biz de gittik kadının dükkanına ve elimize aldığımız bilekliklerle sıraya girdik. Bu bileklikler minik minik bisürü mineral taştan yapılmış. Sıra sana gelince kadının elindeki tasa o bilekliği koyuyorsun ve kadın da bu taşlar meydana gelen değişimlere göre sendeki rahatsızlıkları sana teker teker anlatıyor ve bu rahatsızlıkları giderebilecek mineral taşların isimlerini sayıyor. Almak zorunda değilsin tabi ki ama beni bilirsin bu taş meselelerine oldukça inanırım ve çok ama çoook severim bu taşların görüntüsünü =) Kadının saydığı her şey ama her şey tuttu bi kere! Ve söylediği taşları ihtiva eden bi bileklik aldım taktım koluma. Taşlardaki değişime inanamazsın! Hayatta tesadüf diye bir şey olmadığına bir kere daha inandım =)
Önümüzdeki haftasonu da belki Levent gelecek Ankara'ya. Nereleri gezdirsem ki acep? Fotoğraf çekmeye gideriz artık bol bol eğer makinesini getirirse. Ben de bu vesileyle benim emektara yeni filmler alırım =) Biliyorum çok ihmal ediyorum onu ama fotoğrafını çekmeye değer çok şey / yer de bulamıyorum burada henüz napayım?
Hayata artık daha umutlu ve daha mutlu bakıyorum çok şükür =) Her şey harika ama tek bir şeyi hala başaramıyorum bloğum! Bunu nasıl aşabilicem hala bilmiyorum. Birisi çok üzgünken, onun tüm üzüntüsünü sömürüyorum kendi üzerime alıyorum resmen. Az önce şirketimizin mutfak çalışanlarından biri, Fethiye Ablamız, çok üzücü bir haber aldı ve hüngür hüngür ağlamaya başladı. Kendinden geçti fenalaştı falan ve benim tüm modum değişti. Tamam, onun üzüntüsü ve paylaşıp yardımcı olmak gerekiyor evet. Ama daha sonra onu orada bırakıp kendi yaşantıma olduğu gibi aynen devam edebilmem gerekiyor di mi? Henüz bunu başaramıyorum işte... O şimdi doktorun arabasıyla gitti ama ben hala o üzüntüyü yaşıyorum oturduğum yerde. Olacak olacak. Bunu da aşabilmeyi başarıcam biliyorum. Şimdi bi düşündüm de, neleri aştım ben ya şu kısacık sürede =) Aferin bana vallahi !!!
Bi de bu günlerde biraz asabileştim hayırdır işallah =) Böyle bazı şeylere hemen sinirlenir oldum nedendir bilemiyorum. Enerjimi yeniden kazanmalıyım.
Bu aralar sevgili Nil Gün'ün kitaplarını okumaya başladım. Daha önce okumamıştım onun kitaplarını ve ne kadar büyük hata ettiğimi farkettim. Çünkü tam da öğrenmek, bilgi edinmek istediğim konularda kitaplar yazmış. Yazım dili, anlatışı bir harika! Kitabın içinde kendimi kaybediyorum resmen. Hiç bitmesin istediğim kitapları yazanlardan =) Şu anda okuduğum kitabının ismi Geleceği Hatırlamak. Mutlaka okunmalı bence...Sayesinde yeme alışkanlıklarımı değiştiriyorum mesela. GDO'lu besinlerden olabildiğince uzak kalıyorum. Kola gibi asitli içeceklere çok fena alışmıştım, dün itibariyle kola alışkanlığımı da sonlandırdım. GDO'lu besinleri ve özellikle de fast-food'u tamamen bırakıcam! Darısı diğer kötü alışkanlıklarımın başına =)
Bugün mart ayının 7'si ve dışarda sabahtan beri hiç ama hiç durmayan süper bi kar yağışı var!!! Harikaaaa =)
Ya çok güzel örgüler örüyorum iyice sardım ben bu örgü olayına ha. Şimdi evdeki artık renkli yünleri değerlendiriyorum. Kanepelerimin üzerlerine rengarenk battaniyeler örüyorum çok tatlı oluyolar! Kendime de süper bi kazak ördüm geçenlerde. Şirketteki arkadaşlarım hazır sandılar ya da bana öyle dediler ehehehe. Ama kendimle iftihar ettim nasıl olduysa oldu umrumda değil =) Kafamdan uydurduğum modeli istediğim gibi çıkarabildim bu büyük bi başarı bi kazak yapımında ;>
Bi de ne zamandır sana bişey diycem hep kaynıyo ama artık içimde tutamıycam daha fazla. Şu biscolata reklamları ne kadar süper di mi yaaaa? Hani iki tane çekmişler ya, dur bak koyayım buraya da. Arada açar bakarım ehehe. Para verip de yiyeceğim bi ürün olmasa da, izlemesi bence kendisinden bin kat daha güzel =) Gerçi ben baklavalı erkeklerden hiç hazzetmem ama, pek bi albenili bunlar da yahuuu. İçlerinden bi tek kolileri kamyonete taşıyan beyaz tişörtlü arkadaşı beğenmiş olsam da, göz zevkim için hepsini izliyorum kihihi.
Bi de bu var tabi reklamın ikincisi =)
0 yorum:
Yorum Gönder