22 Aralık 2010 Çarşamba

take me down to the paradise city

Hey hey heyyyy!!!

Bugün yine dünkü gibi hava inanılmaz sisliydi. Mükemmeldi yaa! Sanki gökyüzünde, bulutların arasında yürüyo gibi oluyo insan. Otobüs beklerken hiçbir aracı görememek de ayrı bi gizem katıyodu havaya tabi. Ben de açtım Loreena McKennitt dinledim tam mistik oldu ortam. Tam o sırada tüm yolu kaplayacak genişlikte bi araç gelmeye başladı ilerde. Farlarını görebiliyodum sadece. Dedim bu ne olabilir ki? Ya yolun iki ucundan gelen iki motosiklet olmalı, ya da sis dağıtma aracı :D  Öyle bi araç olsa nasıl olurdu ki acep?

Neyse, doktora uğradım yine. Sana ilaç milaç vermiycem ben bu şekilde devam et bişey olmaz çünkü ilaçların hepsi midene ağır geliyor dedi. İyi madem dedim ben de. Zaten bugün daha iyiceyim. Dün de Born To Be Wild'ı ilk denemede çaldım zaten ohohoh! Benden klas insan yok yemin ederim =)

Yarın şirketin yılbaşı partisi var. Bugün akşam saatlerinde belki katılmam diyordum ama, ben yine de hazırlıklı gideyim nolur nolmaz. Kendimi zinde hissedersem (ki bunun için kendimi resmen kasıyorum) giderim. Partinin yeri de benim eve o kadar zıt, o kadar uzak ki. Şimdi taa burdan bir sürü eşya taşı. Arabam olsaydı ne güzel eve gelir, hazırlanır giderdim ya da arabaya atardım eşyalarımı oh mis. Ama karar verdim, paralarımı biriktirip bir araba sahibi olucam görürsün bak demedi deme. Hatta yeni yıl kararlarımı açıklayayım yeri gelmişken:

1. Eğer bu yıl istediğim pozisyona yükselirsem, ilk işim Fransızca kursuna yazılmak olacak.
2. Maaşımı çar çur etmiycem, biriktirdiğim paranın üzerine ekliycem.
3. Kendime o biriktirdiğim parayla araba alabilirim. Bunun için çok acelem yok ama henüz.
4. O biriktirdiğim parayla yurtdışında görmek istediğim ülkeleri gezmeye başlıycam. (Avrupa'nın prioty'si daha yüksek tabi ki (Bruges bebeğim oh yes))
5. Bir sonraki yıl daha da yükselebilmek için daha da verimli bir şeyler yapıcam işimde. Ne biliym ilginç bir proje falan olabilir mesela. Maksat tüm şirketin işine yarayabilsin. 
6. Bunu yeni yıl kararları listesine yazmak yersiz ama olsun, en azından devam edeceğim bir şey olduğu için ekleyeyim diyorum; kişisel bakımı asla bırakma hatta daha da artır.

Bazen düşünüyorum da, iyi ki manken falan olmamışım blog! Ya düşünsene, manken olsaydım o tüylü tüylü salak salak şeyleri giymek zorunda kalacaktım ıyyyykk...

0 yorum:

Yorum Gönder